O bir fazla oy'un sahibi, o günlerden tam 10 yıl sonra ne düşünüyor acaba. Bir oyla toplam 10 yılda harcanmış 100 milyonlarca euro para, feneriumlar, yepyeni bir stad, tesisler, bir çok teknik direktör, onlarca dünya yıldızı futbolcu. Kimilerine göre Fenerbahçe tarihinin tartışmasız en başarılı başkanı, kimileri içinse harcadıklarının yanında iyi bir inşaatçı olmaktan öteye gidemeyen biri. Ne olursa olsun o demokrasinin dünya tarihine adamış olduğu bir mucize.Her hangi bir seçim sabahında oy vermeye üşenen ve "benim bir oyumla ne değişebilirki" diyebilecek onlarca bizden biri için tam bir kıssadan hisse.
11 yılda 4 şampiyonluk yaşamış başkan olarak bu kriter baz alındığında en başarılı başkan demek, (36,36%) 1960 - 1961 sezonunda başkanlık yapmış ve o yılı şampiyonlukla tamamlamış Hasan Kamil Sporel beyefendiye (100%) haksızlık olur -ki o Hasan Kamil Sporel futbola Galatasaray Lisesinde başlamış biri olarak sonraki yıllarda Galatasaray kalesine ilk golü atan Fenerbahçeli futbolcu olmuş ve aynı zamanda 1923 yılında Romanya karşısında ilk milli maçına çıkan Türkiye milli takımının da kaptanı olarak futbol tarihimizin çok önemli bir figürü olarak yerini almıştır.-
Hasan Kamil Sporel sezon başı şampiyonluk ortalamasına bakıldığında Aziz Yıldırım'ı geride bırakan tek başkan da değil üstelik. Zaten ona son yıllarda ısrarla söylenilen "Fenerbahçe tarihinin en başarılı başkanı" apoletini getiren müzeye kazandırdığı kupalar da değil sadece.
Her necip Türk evladının kendi bütçesinden iyi bildiği kulüp bütçelerine bakıldığı ve dilimizde atasözü kıvamında yer edinmiş "kulübü kaç parayla aldı ne hale getirdi" gerçekliği göz önüne alındığında eller ister istemez vicdan istikametine gider gibi oluyor. Allah daha çok versin ya da kimsenin parasında gözümüz yok diyebileceğim şekilde büyütülen bütçeler ve dönüşen bir kulüp yapısında başkanın liderliğini, iş bilirliğini göz ardı etmek mümkün değil tabi ama dönemselliğe ne demeli en Türkçe olmayan ama bilinen haliyle Konjonktür'e.
Başkanın satın almak için onlarca sebep sunduğu bir kulüp var artık. Duş jeline kadar liberalleştirilen ve özelleştirilen, bu yönüyle kamunun göbeğinde olmakla birlikte kamudan biraz koparılan ne elit ne halk, ne et ne balık bir kulüp var artık. Fenerium üst D bilmem kaç numarada oturduğun bir kış gününde, yüzüne karşıdan vuran ısıtıcı cihazın sıcaklığı kadar içini ısıtıyor kulübünün sana sunduğu imkanlar. Kendini çok doğru bir yatırım yapmış gibi hissediyorsun ve sorun da buradan başlıyor.
Fenerium'un büyük başarısı, 100 dönüm daha yeni arazi, ataşehirde yeni bir salon. Kendini bir an Simcity oynarken buluyorsun ya da Monopoly. İşin o masumluğundan eser kalmamış gibi. Herşeyi şekilleştirmeye başlıyorsun. Daha iyi stadın var oluyor uzun süre amortin. Diliyorsun ki birisi daha iyisini yapmasın. O zaman herşey gayrimenkul oluyor senin için, Salon ne kadar büyük, banyosu hilton mu, sol beki Carlos mu. Üzerine "bu taraftar ne zaman 6'da 6 görmüşki" geliyor doğal olarak.
Tatmin duygusunu tamamen şekle soktuğun bir organizasyon yaratıyor, dönem dönem sportif başarı tek kriter değil diyor, ardından 3 yıl üst üste şampiyonluk hedefi ya da kimilerine göre sözü verebiliyorsun. Sonra herkes hesap yapmaya başlıyor. Çünkü sen herşeyi sayılabilir bir hale getiriyorsun. 55 liralar, 44 liralar, kombineler, fenerceller 12 taksitler, taraftar kartları. Bunlardaki bütün başarıyı daha çok satmaya, sattıkça gururlanmaya ve başarınla övünmeyle açıklıyor sonra taraftar ya da medya eleştirdiğinde ya da protesto ettiğinde bir skoru, skor medyası diye itiraz ediyorsun.
El vicdan tarafında teşekkürler başkan ama biraz da o demokrasi mucizesini unutmuş, o bir kişinin oyuyla başkanlığa oturmuş biri olarak, dünyadaki tek bir kişinin bile fikrinin ne kadar önemli olduğunu unutan o öteki başkan için üzgünüm başkan.
"En"lerle bizim hesabımız yoktu. Bunu hayatımıza siz soktunuz. Hesap yapmayı, ne kadar kombine satıldığını, taraftar kartta kaça ulaşıldığını, fenercellde rakiplerimizi geçtiğimizi bize siz öğrettiniz. Elimizde cetvelle geziyoruz artık bizi affet. O yüzdendir sahada bir hesapsızlık gördüğümüzde isyanımız ama yine de teşekkürler başkan. Herşey için, herşeye rağmen teşekkürler.
0 yorum:
Yorum Gönder